| Are you some kind of good luck charm? |
Bir tür iyi şans tılsımın var mı? |
 |
| Tom keeps a rabbit's foot as a good-luck charm. |
Tom iyi bir şans tılsımı olarak bir tavşan ayağı saklar. |
|
| Tom keeps an eagle feather as a good-luck charm. |
Tom iyi bir şans tılsımı olarak bir kartal tüyünü saklıyor. |
|
| How about another piece of pie, Tom? |
Bir parça daha pastaya ne dersin, Tom? |
|
| I said my piece. |
Eserimi söyledim. |
|
| Could I get another piece of pie? |
Bir parça daha pasta alabilir miyim? |
|
| Where did you get that piece of wire? |
O kabloyu nereden aldınız? |
|
| I'd rather have a piece of cake. |
Bir parça kek yemeyi tercih ederim. |
|
| You really are a piece of work. |
Sen gerçekten işin bir parçasısın. |
|
| Don't be a piece of shit. |
Aptal olma. |
|
| Tom put a piece of dry ice into a cup of water. |
Tom bir bardak suya bir parça kuru buz koydu. |
|
| It's a very clever piece of kit. |
O, kit'in çok akıllı bir parçasıdır. |
|
| I want you back in one piece. |
Seni tek parça halinde geri istiyorum. |
|
| Here's a piece of paper. |
İşte bir parça kağıt. |
|
| Tom got the last piece of cake. |
Tom son kek parçasını aldı. |
|
| Tom took a piece of pie and began eating it. |
Tom bir parça turta aldı ve onu yemeye başladı. |
|
| Tom thought I ate his piece of cake. |
Tom onun kek parçasını yediğimi düşündü. |
|
| Tom cut off a piece of meat and put it on his plate. |
Tom bir parça et kesti ve onu tabağının üzerine koydu. |
|
| Would you like a nice big piece of apple pie? |
Güzel büyük bir parça elmalı tart ister misiniz? |
|
| Save a piece of cake for me. |
Benim için bir parça kek ayır. |
|
