Tom found a crumpled piece of paper on the floor. |
Tom yerde bir parça buruşuk kağıt buldu. |
|
Tom is heating up a piece of yesterday's pizza in the microwave. |
Tom mikrodalgada bir parça dünkü pizzadan ısıtıyor. |
|
Tom took a folded piece of paper out of his shirt pocket. |
Tom gömlek cebinden bir parça katlanmış kağıt çıkardı. |
|
Tom bought a piece of land not far from where Mary lives. |
Tom Mary'nin yaşadığı yerden uzakta olmayan bir parça arazi aldı. |
|
Tom wrote his number on a piece of paper and handed it to Mary. |
Tom bir kağıt parçasına telefon numarasını yazdı ve onu Mary'ye verdi. |
|
Tom handed Mary a piece of paper with his address written on it. |
Tom Mary'ye üzerinde adresi yazılı bir kağıt parçası verdi. |
|
I suggest you read what's written on that piece of paper I gave you. |
Sana verdiğim o kağıt paçasında yazılı şeyi okumanı öneriyorum. |
|
Tom coaxed the mouse out of the hole in the wall with a piece of bread. |
Tom fareyi bir parça ekmek ile duvardaki deliğin dışına çıkması için ikna etti. |
|
I want you to write your phone number and address on this piece of paper. |
Bu kağıt parçasına telefon numaranızı ve adresinizi yazmanızı istiyorum. |
|
Tom started to unfold the piece of paper Mary handed him. |
Tom Mary'nin kendisine verdiği kağıt parçasını açmaya başladı. |
|
Tom wrote his phone number on a piece of paper and handed it to Mary. |
Tom telefon numarasını bir parça kağıda yazdı ve onu Mary'ye uzattı. |
|
A rail is a piece of metal or wood which is long and thin. For example, a train runs on rails, which is why we call it a railway train. |
Ray, metal ya da tahtadan yapılmış ince ve uzun bir şeydir. Örneğin, trenler ray üzerinde gider, bu yüzden ona demir yolu treni diyoruz. |
|
Clyde Tombaugh's job was to photograph one small piece of the night sky at a time. He then had to carefully examine and compare the photos in an effort to detect an unidentified moving point of light that might be a planet. |
Clyde Tombaugh'ın işi bir seferde gece gökyüzünün küçük bir parçasını fotoğraflamaktı . Daha sonra bir gezegen olabilecek bir ışığın tanımlanamayan hareket eden noktasını tespit etmek amacıyla fotoğrafları dikkatlice incelemek ve karşılaştırmak zorunda kaldı. |
|