| I'm not interested in the same things I think you're interested in. |
Senin ilgilendiğini düşündüğüm aynı şeylerle ilgilenmiyorum. |
 |
| Do you think you might be interested? |
İlgili olabileceğini düşünüyor musun? |
|
| Sorry, I'm not interested. |
Üzgünüm, ilgilenmiyorum. |
|
| How did you know Tom was interested? |
Tom'un ilgilendiğini nasıl bildin? |
|
| Why are you so interested? |
Neden bu kadar ilgileniyorsun? |
|
| Are you interested in her? |
Onunla ilgileniyor musunuz? |
|
| Can't you see Tom isn't interested? |
Tom'un ilgilenmediğini anlayamıyor musun? |
|
| Tom is not interested. |
Tom ilgilenmiyor. |
|
| I don't know if he is interested in me. |
Onun benimle ilgilenip ilgilenmediğini bilmiyorum. |
|
| You might be interested in this. |
Bununla ilgilenebilirsiniz. |
|
| Why should I be interested in what you're doing? |
Neden senin yaptığınla ilgilenmem gerekiyor? |
|
| I'm interested in this. |
Buna ilgim var. |
|
| I'm not interested in anything you have to say. |
Söylemek zorunda olduğun hiçbir şeyle ilgilenmiyorum. |
|
| Tom seemed interested in what we had to say. |
Tom söylemek zorunda olduğumuz şeyle ilgileniyor gibi görünüyordu. |
|
| I'm not interested in you. |
Seninle ilgilenmiyorum. |
|
| Is there something that interested you? |
Seni ilgilendiren bir şey var mı? |
|
| Are you interested in Tom? |
Tom ile ilgileniyor musunuz? |
|
| I'm really not interested in that. |
Gerçekten onunla ilgilenmiyorum. |
|
| Tom seems interested in me. |
Tom benimle ilgileniyor gibi görünüyor. |
|
| Are you interested in him? |
Onunla ilgileniyor musun? |
|
