| Tom grew up in a foster home. |
Tom bir yetiştirme yurdunda büyüdü. |
 |
| Tom's adoptive parents are much kinder to him than his birth parents ever were. |
Tom'un üvey anne ve babası, öz anne ve babasına göre ona daha kibarlar. |
|
| Tom's parents are older than Mary's parents. |
Tom'un ebeveynleri Mary'nin ebeveynlerinden daha yaşlı. |
|
| Tom's parents are much stricter than Mary's parents. |
Tom'un ebeveynleri Mary'nin ebeveynlerinden çok daha otoriter. |
|
| Tom's parents allow him to do a lot of things that my parents don't allow me to do. |
Tom'un ailesi ona benim ebeveynlerimin yapmama izin vermediği bir sürü şeyi yapmasına izin verir. |
|
| So we're gonna have a barbecue party. Tell your parents that my parents are gonna be there. |
Bir barbekü partisi vereceğiz. Ebeveynlerine benim ebeveynlerimin orada olacaklarını söyle. |
|
| My parents told me the same stories that Tom's parents told him. |
Benim ebeveynlerim Tom'un ebeveynlerinin ona anlattığı aynı hikayeleri bana anlattı. |
|
| You must be Tom's parents. |
Siz Tom'un ebeveynleri olmalısınız. |
|
| Your parents were right. |
Ebeveynlerin haklıydı. |
|
| I don't believe I know your parents. |
Senin ebeveynlerini tanıdığıma inanmıyorum. |
|
| I'm trying to get your parents to like me. |
Ebeveynlerine kendimi sevdirmeye çalışıyorum. |
|
| Do you know Tom's parents? |
Tom'un ailesini tanıyor musun? |
|
| How could you not tell me you know my parents? |
Ebeveynlerimi tanıdığını bana nasıl söyleyemedin? |
|
| Your parents will never allow you to go. |
Ebeveynlerin gitmene izin vermeyecek. |
|
| I wonder if Tom's parents will allow him to go with us. |
Tom'un ebeveynlerinin onun bizimle gitmesine izin verip vermeyeceklerini merak ediyorum. |
|
| Your parents know where you are. |
Ailen nerede olduğunu biliyor. |
|
| My parents are there. |
Ailem orada. |
|
| I wish my parents would let me do that. |
Keşke ebeveynlerim bunu yapmama izin verse. |
|
| Your parents were very proud of you. |
Ailen seninle çok gurur duyuyor. |
|
| Your parents are worried about you. |
Ailen senin hakkında endişeli. |
|
