Everything's quite informal. |
Her şey oldukça gayri resmi. |
|
I'm going to kick your ass! |
Popona tekme atacağım! |
|
I'll kick your ass if I see you around again. |
Bir daha buralara gelirsen bacaklarını kırarım. |
|
You'll get a kick out of it. |
Bunun keyfini çıkaracaksın. |
|
If you did that, they'd kick you out of the bar. |
Eğer onu yaparsan, onlar seni bardan atar. |
|
Why did they kick you out of school? |
Neden seni okuldan kovdular? |
|
I hope they kick Tom out. |
Umarım onlar Tom'u kapı dışarı ederler. |
|
Why did they kick you out of their club? |
Neden seni kulüplerinden kovdular? |
|
Kick as hard as you can. |
Elinden geldiği kadar sert tekme vur. |
|
Tom kick-started his motorcycle. |
Tom motorsikletine enerji vermeye başladı. |
|
Tom decided to just kick back and relax. |
Tom sadece keyif çatmaya ve dinlenmeye karar verdi. |
|
I could kick myself for not inviting Tom and Mary to my party. |
Tom'u ve Mary'yi partime davet etmediğim için kendime sitem edebilirdim. |
|
The fans watched him kick the ball into the goal. |
Taraftarlar, onun topu ağlara göndermesini izledi. |
|
It's a bad habit. |
Kötü bir alışkanlık. |
|
It's now a habit. |
Bu şimdi bir alışkanlık. |
|
Tom says that he's a creature of habit. |
Tom onun her zaman aynı şeyleri yaptığını söylüyor. |
|
Don't make a habit out of it. |
Bunun dışında bir alışkanlık yapma. |
|
I will kill this habit or die trying. |
Bu alışkanlığı öldüreceğim ya da çalışarak öleceğim. |
|
It's a habit you can break. |
Bu bitirebileceğin bir alışkanlık. |
|
I'm a creature of habit. |
Ben bir alışkanlıkların insanıyım. |
|