Tom has got a record. |
Tom'un bir rekoru var. |
|
That must be a new record. |
Bu yeni bir rekor olmalı. |
|
What's your record? |
Rekorun ne? |
|
This is off the record. |
Bu kayıt dışı. |
|
Tom had a perfect record. |
Tom'un mükemmel bir kaydı vardı. |
|
Tom has a criminal record. |
Tom'un sabıkası var. |
|
Did you know that Tom has a criminal record? |
Tom'un bir sabıka kaydı olduğunu biliyor muydun? |
|
Tom has no prior criminal record. |
Tom'un eski suç kaydı yok. |
|
I found out Tom has a criminal record. |
Tom'un bir kriminal kaydı olduğunu keşfettim. |
|
We have no record of a patient named Tom Jackson. |
Bizde Tom Jackson adındaki bir hastanın hiçbir kaydı yok. |
|
The UK employment rate is at a record high. |
İngiltere'de istihdam oranı rekor düzeyde. |
|
Tom currently holds the school record for the 100 yard dash. |
Tom şu anda 100 yarda hızlı koşmada okul rekorunu elinde tutuyor. |
|
The biologists used a hydrophone to record whale calls. |
Biyologlar balina aramaları kaydetmek için bir hidrofon kullandı. |
|
Tom's criminal record consists of only two drunken driving citations. |
Tom'un sabıka kaydı sadece iki sarhoş sürücü celbinden oluşuyor. |
|
Globally, the 10 warmest years on record all occurred since 1998. |
Küresel olarak, kayıtlı en sıcak on yılın hepsi 1998'den beri oluştu. |
|
U.S. average temperature has increased by 1.3°F to 1.9°F since record keeping began in 1895; most of this increase has occurred since about 1970. |
1895 yılında kayıt tutmaya başlanmasından bu yana ABD'de ortalama sıcaklık 1.3 ° F ila 1.9 ° F artmıştır; bu artışın çoğu 1970 yılından bu yana meydana geldi. |
|
He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records. |
O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı. |
|
An interesting record is still preserved of the inhuman cruelties which were inflicted on this admirable young woman in the secret of the prison house where no eye pitied her and where no friendly hand composed her aching limbs. |
Hiçbir gözün ona acımadığı ve hiçbir sıcak elin onun ağrıyan bacaklarını yatıştırmadığı cezaevinin gizli bölümündeki hayranlık uyandıran genç bir kadına yapılan insanlık dışı zulümlerle ilgili ilginç bir kayıt hâlâ korunuyor. |
|
Dr. Valeri Polyakov, a Russian cosmonaut, was in space from January 8, 1994 to March 1995. He holds the record for the longest continuous stay in space. |
Dr. Valeri 8 ocak 1994 ten Mart 1995 e kadar uzayda kalan bir Rus kozmonottur. Uzayda en uzun süre kalma rekorunu elinde bulunduruyor. |
|