| Tom is in court. |
Tom mahkemede. |
 |
| See you in court. |
Mahkemede görüşürüz. |
|
| I'll see you in court. |
Mahkemede görüşürüz. |
|
| Tom should've been court-martialed. |
Tom askeri mahkemede olmalıydı. |
|
| The two men were tried by a military court. |
İki adam askeri mahkeme tarafından yargılandı. |
|
| Tom has to go to court tomorrow. |
Tom yarın mahkemeye gitmek zorunda. |
|
| He was a member of the Supreme Court. |
Bir yargıtay üyesiydi. |
|
| The soldiers were tried in court for murder. |
Askerler cinayet için mahkemede yargılandılar. |
|
| God save this state and this honorable court. |
Allah bu devleti ve bu onurlu mahkemeyi korusun. |
|
| He was court-martialled and sentenced to death. |
O askeri mahkemeye verildi ve ölüm cezasına çarptırıldı. |
|
| The court's decision could be announced today. |
Mahkemenin kararı bugün açıklanabilir. |
|
| The court stenographer made a mistake. |
Mahkeme stenografı bir hata yaptı. |
|
| Tom is scheduled to appear in court October 20th. |
Tom'un 20 ekimde mahkemede olması planlanmıştı. |
|
| Tom was green behind the ears when it came to defending himself in court. |
Tom, mahkemede kendini savunma konusunda daha çok toydu. |
|
| This is Tom Jackson, your court appointed attorney. |
Bu Tom Jackson, mahkemen avukat tayin etti. |
|
| No one can be forced to give evidence against himself in court. |
Hiç kimse mahkemede kendi aleyhine delil vermeye zorlanamaz. |
|
| Judges on the Supreme Court interpret the laws. |
Yüksek mahkeme yargıçları kanunları yorumlarlar. |
|
| The court found him guilty and ordered him shot. |
Mahkeme onu suçlu buldu ve onun vurulmasını emretti. |
|
| Tom G. Roberts is the Chief Justice of the U.S. Supreme Court. |
Tom G. Roberts, ABD Yüksek Mahkemesi Başyargıcıdır. |
|
| He evicted the existing tenants by taking them to court for non-payment of back rent. |
Mevcut kiracıları birikmiş kira borcunu ödemedikleri için mahkemeye vererek tahliye etti. |
|
