| "When did she say that?" "I don't remember." |
"O bunu ne zaman söyledi?" "Hatırlamıyorum." |
 |
| "You're the kindest person I've ever met." "You say that to everyone." |
" Şimdiye kadar tanıştığım en nazik kişisin." " Bunu herkese söyle. " |
|
| A mathematician wouldn't say such a thing. |
Bir matematikçi böyle bir şey söylemezdi. |
|
| A mathematician wouldn't say that. |
Bir matematikçi böyle söylemezdi. |
|
| All my friends say that. |
Bütün arkadaşlarım onu söylüyor. |
|
| Anything you say to me will be kept private. |
Bana söylediğin her şey gizli tutulacak. |
|
| Anything you say to Tom, you can say to me. |
Tom'a söyleyeceğin herhangi bir şeyi bana söyleyebilirsin. |
|
| Are you going to say anything? |
Bir şey söyleyecek misin? |
|
| Are you really as old as you say you are? |
Gerçekten olduğunu söylediğin kadar yaşlı mısın? |
|
| Are you really as strong as you say you are? |
Olduğunu söylediğin kadar gerçekten güçlü müsün? |
|
| Are you really as young as you say you are? |
Olduğunu söylediğin kadar gerçekten genç misin? |
|
| Are you sure you don't want me to say anything? |
Bir şey söylememi istemediğinden emin misin? |
|
| Are you trying to say I don't have any brain? |
Beynimin olmadığını mı söylemek istiyorsun? |
|
| Aren't you going to say goodbye? |
Veda etmeyecek misin? |
|
| Aren't you going to say hello? |
Merhaba demeyecek misin? |
|
| As I said earlier, I don't plan to say anything. |
Daha önce de söylediğim gibi, herhangi bir şey söylemeyi planlamıyorum. |
|
| At least for now, I'm not going to say anything. |
En azından şimdilik ben hiçbir şey söylemeyeceğim. |
|
| Be careful not to say anything that will upset Tom. |
Tom'u üzecek bir şey söylememeye dikkat et. |
|
| Be careful what you say and how you say it. |
Ne söylediğine ve onu nasıl söylediğine dikkat et. |
|
| Can I say one thing? |
Bir şey söyleyebilir miyim? |
|
