School clubs need to clearly outline the community service projects they plan to do for the upcoming school year. |
Okul kulüpleri yaklaşan okul yılı için yapmayı planladıkları kamu hizmeti projelerini açıkça ana hatlarıyla belirtmelidir. |
|
Tom is going to boarding school next year. |
Tom gelecek yıl yatılı okula gidiyor. |
|
Tom is glad the school year is finally over. |
Tom sonunda okul yılının bittiğine memnun. |
|
I got expelled from school during my senior year. |
Son sınıf boyunca okuldan atıldım. |
|
Tom graduated from high school last year. |
Tom geçen yıl liseden mezun oldu. |
|
I learned that in the first year of medical school. |
Bunu tıp okulunun ilk yılında öğrendim. |
|
Franklin went to school and studied very hard. By the end of the first year, he had earned a full college scholarship. |
Franklin okula gitti ve çok çalıştı. Birinci yılın sonunda tam üniversite bursu kazandı. |
|
Tom adapted last year's lesson plans so he could use them with this year's lower level students. |
Tom geçen yılın ders planlarını benimsedi böylece onları bu yılın daha düşük seviyeli öğrencileri için kullanabildi. |
|
A three year-old boy and an 88 year-old woman have been rescued after being burried under rubble. |
3 yaşındaki erkek çocuk ve 88 yaşındaki kadın moloz altında gömüldükten sonra kurtarıldı. |
|
Last year was a pretty tough year for us. |
Geçen yıl bizim için oldukça zor bir yıldı. |
|
Tom was staring at Mary who was sitting on the school bus that was parked in front of the school. |
Tom okulun önünde park etmiş otobüste oturan Mary'ye bakıyordu. |
|
Valentina started school in 1945 when she was eight years old. She left school to begin working in a textile plant in 1953. |
Valentina sekiz yaşındayken 1945 yılında okula başladı. O, 1953 yılında bir tekstil fabrikasında çalışmaya başlamak için okulu bıraktı. |
|
Tom didn't like school until he entered junior high school. |
Tom ortaokula girinceye kadar okulu sevmedi. |
|
Tomorrow I'll go to school. There's always plenty of time to go to school. |
Yarın okula gideceğim. Okula gitmek için hep bol zaman var. |
|
A light-year is a unit of distance. It is the distance that light can travel in one year. |
Bir ışık yılı bir mesafe birimidir. Bu, ışığın bir yılda seyahat edebileceği mesafedir. |
|
I come here every year. |
Her yıl buraya gelirim. |
|
I can't believe it's been more than a year. |
Bir yıldan daha fazla olduğuna inanamıyorum. |
|
This only happens about once a year. |
Bu sadece yılda yaklaşık bir kez olur. |
|
Tom has a 3-year-old son. |
Tom'un 3 yaşında bir oğlu var. |
|
Tom probably does this every year. |
Tom muhtemelen bunu her yıl yapar. |
|