I love your spirit. |
Senin ruhunu seviyorum. |
|
I have to say I admire your spirit. |
Senin ruhuna hayran olduğumu söylemek zorundayım. |
|
What's your spirit animal? |
Senin ruh hayvanın nedir? |
|
The team spirit was unbelievable, we were all in this together. |
Takım ruhu inanılmazdı, hepimiz birlikte bunun içindeydik. |
|
Our hearts are broken, our spirit is not. |
Kalplerimiz kırık ama ruhumuz değil. |
|
They were weak and broken in spirit. |
Onlar zayıftı ve ruhen çökmüştü. |
|
This place is below the sea level. |
Bu yer deniz seviyesinin altındadır. |
|
Don't stoop to Tom's level. |
Tom'un seviyesine tenezzül etmeyin. |
|
Tom checked the oil level. |
Tom yağ seviyesini kontrol etti. |
|
I may have to retake Arabic Level 5. |
Arapça Seviye 5'i tekrar almak zorunda kalabilirim. |
|
The fuel level is below empty. |
Yakıt seviyesi boşun altında. |
|
The first thing you'll usually want to do is check the oil level. |
Genellikle yapmak isteyeceğin ilk şey benzin seviyesini kontrol etmektir. |
|
They dug down up to twelve meters under sea level. |
Onlar deniz seviyesinin on iki metre altına kadar kazdı. |
|
I'm going to raise my English level. |
İngilizce düzeyimi yükselteceğim. |
|
I told Tom to check the oil level. |
Tom'a yağ seviyesini kontrol etmesini söyledim. |
|
I am taking Arabic Level 5 this semester. |
Bu dönem, Arapça 5.kur konularını göreceğim. |
|
Tom was worried that his cholesterol level might be a little high. |
Tom kolesterol seviyesinin biraz yüksek olabileceğinden endişeliydi. |
|
"What is the matter?" asked the Spirit. "Nothing," said Scrooge. "Nothing. There was a boy singing a Christmas Carol at my door last night. I should like to have given him something: that's all." |
"Sorun ne?" diye sordu Ruh. "Hiçbir şey," dedi Scrooge. "Hiçbir şey. Dün gece kapımda noel şarkısı söyleyen bir çocuk vardı. Ona bir şey vermek istedim: Hepsi bu." |
|
I will fail Arabic Level 5 if I don't get at least a C in the final exam. |
Arapça seviye 5'ten başarısız olacağım, finalden en az C almazsam. |
|
Tom's blood pressure dropped to a dangerous level. |
Tom'un kan basıncı tehlikeli bir seviyeye düştü. |
|