Ich würde gerne persönlich an dem Spiel teilnehmen. |
Ben şahsen oyuna katılmak istiyorum. |
|
Plötzlich verdunkelten Wolken den Himmel. |
Aniden bulutlar gökyüzünü kararttı. |
|
Warum treibst du ein falsches Spiel, um meine Gedanken zu erfahren? |
Benim düşüncelerimi öğrenmek için neden oyun oynuyorsun? |
|
„Am Himmel sah ich eine Brücke, ihre Farben waren siebenerlei.“ – „Ein Regenbogen.“ |
"Gökte gördüm bir köprü, Rengi var yedi türlü." "Gökkuşağı." |
|
Fußball ist ein einfaches Spiel. 22 Männer jagen 90 Minuten einem Ball nach und am Ende gewinnen immer die Deutschen. |
Futbol basit bir oyundur.22 Adam bir topun peşinden 90 dakika boyunca koşar ve sonunda hep Almanların kazandığı bir oyundur. |
|