After the iron had cooled off, Mary wrapped the electrical cord around the iron, put the iron back on the shelf, folded up the ironing board, and put it away back in the closet. |
Ütü soğuduktan sonra Mary elektrik kablosunu ütüye sardı, ütüyü tekrar rafa koydu, ütü masasını katladı ve onu yine dolaba kaldırdı. |
|
Mary took the iron off the shelf, unwrapped the electrical cord, plugged in the iron and chose a heat setting. |
Mary ütüyü raftan indirdi, elektrik kablosunu açtı, fişini taktı ve ısı ayarını seçti. |
|
Tom kept climbing. |
Tom tırmanmaya devam etti. |
|
I saw Tom climbing up the scaffolding. |
Tom'un iskeleye çıktığını gördüm. |
|
Would you like to go mountain climbing with us? |
Bizimle dağ tırmanışına gitmek ister misin? |
|
Tom went rock climbing. |
Tom kaya tırmanışına gitti. |
|
I want to go mountain climbing. |
Dağ tırmanışına gitmek istiyorum. |
|
Tom started climbing. |
Tom tırmanmaya başladı. |
|
I liked climbing trees when I was a kid. |
Çocukken ağaçlara tırmanmayı severdim. |
|
We can either go to the beach or go mountain climbing. We can't do both. |
Biz ya plaja gideriz ya da dağ tırmanışına gideriz. Her ikisini de yapamayız. |
|
Tom is good at climbing trees. |
Tom ağaçlara tırmanmada iyidir. |
|
Tom used to go mountain climbing with Mary. |
Tom Mary ile birlikte dağa tırmanmaya giderdi. |
|
Tom decided he was too old for rock climbing. |
Tom kaya tırmanışı için çok yaşlı olduğuna karar verdi. |
|
Tom began climbing the ladder. |
Tom merdivene tırmanmaya başladı. |
|
Mountain climbing isn't something I really enjoy so much. |
Dağ tırmanışı gerçekten çok hoşlandığım bir şey değil. |
|
Tom told me he wanted to go mountain climbing. |
Tom bana dağ tırmanışına gitmek istediğini söyledi. |
|
Squirrels love climbing trees. |
Sincaplar ağaçlara tırmanmaya bayılır. |
|
Tom unplugged the iron. |
Tom ütünün fişini çekti. |
|
There are some details to iron out. |
Sorunu gidermek için bazı detaylar var. |
|
We still have some details to iron out. |
Sorunu gidermek için hâlâ bazı detaylara ihtiyacımız var. |
|