| He was experienced in business. |
O, işte deneyimliydi. |
 |
| I know it's a risky business. |
Bunun riskli bir iş olduğunu biliyorum. |
|
| We have some unfinished business to attend to. |
Devam edecek biraz bitirilmemiş işimiz var. |
|
| Tom does a lot of business in Boston, doesn't he? |
Tom Boston'da bir sürü iş yapar, değil mi? |
|
| When does your business trip begin? |
İş gezin ne zaman başlar? |
|
| We're just busy enough to stay in business. |
İşte kalmak için sadece yeterince meşgulüz. |
|
| Business expenses are tax-deductible. |
İşletme giderleri vergiden düşülebilir. |
|
| Let's move on to the next order of business. |
İşin diğer siparişine başlayalım. |
|
| Where is your business trip report? |
İş gezisi raporun nerede? |
|
| We had some unfinished business to attend to. |
İlgilenecek biraz bitirilmemiş işimiz vardı. |
|
| I always wanted to go into show business. |
Her zaman gösteri işine girmek istedim. |
|
| Tom went to Boston on important business. |
Tom önemli bir iş için Boston'a gitti. |
|
| Tom is going to Boston on business next week. |
Tom önümüzdeki hafta iş için Boston'a gidiyor. |
|
| Tom flew to Boston on business. |
Tom iş için Boston'a uçtu. |
|
| I'll be in Boston on business next week. |
Gelecek hafta iş için Boston'da olacağım. |
|
| I have urgent business to attend to. |
İlgilenecek acil işim var. |
|
| I have some personal business to take care of. |
İlgilenecek biraz kişisel işim var. |
|
| I've been in this business a long time. |
Bu işte epeydir bulunuyorum. |
|
| I'm going to Boston for a few days on business. |
Birkaç günlüğüne iş için Boston'a gidiyorum. |
|
| Do you have an itinerary for your business trip? |
İş gezin için bir yolcu rehberin var mı? |
|
