The Diaoyu Islands have been Chinese territory since ancient times. |
Diaoyu adaları çok eski çağlardan beri Çin toprağı olmuştur. |
|
Chunkey is an ancient game of Native American origin. |
Chunkey, Amerikan yerlisi kökenli eski bir oyundur. |
|
The Great Pyramid of Giza is one of the Seven Wonders of the Ancient World. |
Keops Piramidi Antik Dünyanın Yedi Harikası'ndan biridir. |
|
The Code of Hammurabi is one of the world's most ancient legal codes. |
Hammurabi kanunu dünyanın en eski yasal kanunlarından biridir. |
|
Scuba divers have found many interesting things under water including gold coins, ancient ruins, and fossils of extinct animals. |
Tüplü dalgıçlar suyun altında altın paralar, antik kalıntılar, soyu tükenmiş hayvanların kalıntıları dahil birçok ilginç şeyler buldu. |
|
Although many European researchers have studied ancient Persian literature in the nineteenth century, the new world is not paying attention to our contemporary literature. |
Birçok Avrupalı araştırmacılar on dokuzuncu yüzyılda eski Fars edebiyatı eğitimi almasına rağmen, yeni dünya çağdaş edebiyatımıza dikkat etmiyor. |
|
The Code of Hammurabi is one of the world's most ancient code of laws. |
Hammurabi kodu dünyanın en eski yasa kodlarından biridir. |
|
How many times a day do you eat? |
Günde kaç kez yemek yersin? |
|
Tom has been there three times. |
Tom oraya üç kez gitti. |
|
I've done this several times before. |
Ben bunu daha önce birkaç kez yaptım. |
|
How many times do I have to tell you that I don't want you here? |
Seni burada istemediğimi sana kaç kez söylemek zorundayım? |
|
I've seen Tom on TV many times. |
Tom'u TV'de birçok kez gördüm. |
|
How many times must I tell you? |
Kaç defa sana söylemeliyim? |
|
I've met Tom several times. |
Tom'la birkaç kez karşılaştım. |
|
We've met several times. |
Biz birkaç kez karşılaştık. |
|
I've met him several times. |
Onunla birkaç kez karşılaştım. |
|
How many times are you going to ask me that? |
Onu bana kaç kez soracaksın? |
|
How many times did Tom tell you to do that. |
Tom onu yapmanı kaç kez söyledi? |
|
How many times has Tom been here? |
Tom kaç kez buraya geldi? |
|
This is one of those times. |
Bu o zamanlardan biri. |
|