| I'm trying to eat more vegetables. |
Daha fazla sebze yemeye çalışıyorum. |
 |
| Vegetarians eat vegetables. |
Vejetaryenler sebze yerler. |
|
| I like all vegetables except for cabbage. |
Lahana hariç tüm sebzeleri severim. |
|
| He sells vegetables. |
O sebze satar. |
|
| Sometimes, I buy frozen vegetables. |
Bazen dondurulmuş sebze alırım. |
|
| Tom says he eats nothing but fruits and vegetables. |
Tom meyve ve sebzeden başka bir şey yemediğini söylüyor. |
|
| We ate fish and steamed vegetables. |
Biz balık ve buharda pişmiş sebze yedik. |
|
| Tom bought some vegetables and fruit. |
Tom biraz sebze ve meyve satın aldı. |
|
| Tom sells most of the vegetables that he grows. |
Tom yetiştirdiği sebzelerin çoğunu satar. |
|
| She stopped at the supermarket to buy some vegetables. |
O biraz sebze satın almak için süpermarkette durdu. |
|
| Why aren't you eating your vegetables? |
Neden sebzelerini yemiyorsun? |
|
| Serve with vegetables and rice. |
Sebze ve pilavla birlikte servis et. |
|
| Tom used the new knife Mary had given him to cut the vegetables. |
Tom Mary'nin sebzeleri kesmesi için ona verdiği yeni bıçağı kullandı. |
|
| Tom grows all the vegetables he eats. |
Tom yediği tüm sebzeleri yetiştirir. |
|
| The doctor told me that I needed to eat more vegetables. |
Doktor bana daha fazla sebze yemem gerektiğini söyledi. |
|
| I remember when we used to never eat vegetables that we didn't grow ourselves. |
Ben bizim yetiştirmediğimiz sebzeleri asla yemediğimizi hatırlıyorum. |
|
| Most of us still aren't eating enough fruit and vegetables. |
Çoğumuz hala yeterli meyve sebze yemiyoruz. |
|
| Fruit and vegetables should make up over a third of the food we eat each day. |
Sebze ve meyveler her gün yediğimiz yiyeceklerin 1/3'ünü oluşturmalı. |
|
| Tom bought some vegetables at a roadside stand. |
Tom bir yol kenarı standında biraz sebze aldı. |
|
| Tom didn't like the way Mary cooked vegetables. |
Tom Mary'nin sebze pişirme tarzını sevmiyordu. |
|
