| My relationship with Tom is none of your business. |
Tom'la ilişkim seni ilgilendirmez. |
 |
| Tom is in Boston on business now. |
Tom şimdi iş için Boston'da. |
|
| Tom often goes to Boston on business. |
Tom sık sık iş için Boston'a gider. |
|
| Stay out of my business. |
İşimden uzak dur. |
|
| We have unfinished business. |
Bitmemiş bir işimiz var. |
|
| I'm just minding my own business. |
Ben sadece kendi işime bakıyorum. |
|
| He was experienced in business. |
O, işte deneyimliydi. |
|
| Tom took over the business after his father's death. |
Tom babasının ölümünden sonra işi devraldı. |
|
| Tom is now managing the business for his father. |
Tom artık babası için işletmeyi yönetiyor. |
|
| Tom inherited the business from his father. |
Tom işletmeyi babasından miras aldı. |
|
| Where is your business trip report? |
İş gezisi raporun nerede? |
|
| Are you planning on starting your own business? |
Kendi işine başlamayı planlıyor musun? |
|
| I always wanted to go into show business. |
Her zaman gösteri işine girmek istedim. |
|
| I've been in this business a long time. |
Bu işte epeydir bulunuyorum. |
|
| I have urgent business to attend to. |
İlgilenecek acil işim var. |
|
| I have some personal business to take care of. |
İlgilenecek biraz kişisel işim var. |
|
| Tom will be in Boston next week on business. |
Tom gelecek hafta iş için Boston'da olacak. |
|
| Do you have an itinerary for your business trip? |
İş gezin için bir yolcu rehberin var mı? |
|
| I have some business to do in the Boston office. |
Boston ofisinde yapacak biraz işim var. |
|
| I'm going to Boston for a few days on business. |
Birkaç günlüğüne iş için Boston'a gidiyorum. |
|
