Do you like to draw? |
Resim çizmeyi sever misin? |
|
Maybe you could draw me a picture. |
Belki bana bir resim çizebilirsin. |
|
Would you like me to draw you a diagram? |
Size bir diyagram çizmemi ister misiniz? |
|
Don't draw attention to yourself. |
Dikkatleri üzerine çekme. |
|
Draw a picture |
Bir resim çiz. |
|
Shall I draw you a picture? |
Sana bir resim çizeyim mi? |
|
What conclusions can we draw? |
Ne sonuçlar çıkarabiliriz? |
|
Draw your own conclusions. |
Kendi sonucunuzu çizin. |
|
Draw a picture of yourself. |
Bir resmini çiz. |
|
Tom knows where to draw the line. |
Tom nerede sınır koyacağını biliyor. |
|
I used to draw all the time. |
Ben her zaman resim çizerdim. |
|
I can draw you a picture of that if you want me to. |
İstiyorsan sana onunla ilgili bir resim çizebilirim. |
|
Did you draw it from memory? |
Bunu aklından mı çizdin? |
|
Let me draw you a bath, Tom. |
Sana bir banyo çizeyim Tom. |
|
Meanwhile, I want to draw your attention to a point. |
Bu arada, bir noktaya daha dikkatinizi çekmek istiyorum. |
|
Tom was surprised how well Mary could draw. |
Tom Mary'nin ne kadar iyi resim yapabildiğine şaşırdı. |
|
Tom watched Mary draw a picture. |
Tom Mary'nin bir resim çizmesini izledi. |
|
Tom is going to be fine, right? |
Tom iyi olacak, değil mi? |
|
Everything's going to be fine. |
Her şey iyi olacak. |
|
Everything looks fine. |
Her şey iyi görünüyor. |
|